sadsad x
asdasd
Alışveriş Listeme Ekle
Fiyatı Düşerse Uyar

Parodi Modern Klasikler Seti - 6 Kitap

Ürün barkodu: 8690101758317
%10 indirim
34,90 TL
31,41 TL

Peşin fiyatına 2 taksit

Kazancınız
:
3,49 TL
314.1 Parapuan
:
314.1

Yazar: Kolektif

İlgili Kampanyalar
{{CMP.TITLE}}

{{CMP.DESCRIPTION}}

500 TL ve üzeri Ücretsiz Kargo
Alışverişlerinizde Mağazadan Değişim
  • Açıklama
  • Yorumlar
  • Taksit
  • Ürün Sorusu Sor
  • Parodi Modern Klasikler Seti - 6 Kitap

    PARODİ ÖZEL MODERN KLASİKLER SEÇKİSİ - 6

    Set İçeriği :

    KÖR BAYKUŞ

    SADIK HİDAYET


    Bir kalemdan ressamının mektubudur bu satırlar;gölgesiyle dertleşmeye çabalar!
    Yalnızdır, yorgundur, herkesten ve her şeyden uzaktadır.
    Sevdalıdır ama karısına mı kalemdanlar üzerine çizdiği latife mi?
    Yoksa ikisi de aynı kişi mi?
    Nefret eder ama karısının âşıklarından mı amcasından mı?
    Ya da belki hepsi tek bir kişi?


    Kim kimdir bilemez, ne gerçektir ne hayaldir akıl sır erdiremez.
    Emin olduğu tek şey içine düştüğü ızdırap kuyusudur,oradan da bir türlü kurtulamaz.


    ''Esaslı sanatçılar da böyledir işte, kendi bağrından yaratırlar şaheserlerini,''der Sâdık Hidâyet Kör Baykuş'ta ve gerçekten kendi bağrından yaratır bu eserini.
    Bunalımları, ölüme duyduğu merakı ve meyli, korkuları, hayata ve insanlara bakışı bir kalemdan ressamının yüreğinden çıkıp gelir de bulur okuyucuyu.
    Yalnızca bir aşk değildir anlatılan;hayatı, ölümü ve maneviyatı da sorgulatır usta sanatçı bu kitabında.


    YERALTINDAN NOTLAR


    FYODOR DOSTOYEVSKİ


    Adı, cismi, mesleği, kimliği belli olmayan,tek kelimeyle ne idiği belirsiz Yeraltı Adamı,kitabın ilk cümlesinde kendini anlatmaya,daha doğrusu hastalıklı ve karanlık zihnindeki zehirleri kusmaya şöyle başlıyor:''Hasta bir adamım ben!''Buna ne şüphe!
    Dünya edebiyatında kendisine eşsiz bir yer ve metafor edinen Yeraltı Adamı imgesini yaratan Dostoyevski,bu kitabında benzersiz bir iş başarıyor:
    İnsan ruhunun hastalıklı, karanlık, kötücül ve iğrenç dehlizlerine müthiş bir aydınlatma gücüne sahip bir fenerin gözleri kör eden amansız ışıklarını tutuyor.
    Hem de acımasız bir dil ve bir o kadar acımasız yalınlıkla!
    Ülkeler ve çağlar ötesi,insanlığın varoluşsal temeline sızmış bu alçak adamın (insanın),bu ne olduğu belirsiz hastalıklı iblisin sayıklamalarında ve hezeyanlarında insan ruhunun nice sırlarının ipuçları kömür karasına bulanmış olarak yatıyor.
    Bu ipuçlarını bulandıkları yağlı karadan temizleyip pırıl pırıl yol gösterici imgelere dönüştürüp dönüştürmemekse artık okurun kendi bileceği iş !


    BİR İDAM MAHKÛMUNUN SON GÜNÜ

    VİCTOR HUGO


    İşlediği suçtan ötürü ölüm cezasına çarptırılan bir mahkûmun kalan zamanını yazdığı bir günlükten çıkar gelir bu hikâye.
    Günbegün korkularına, endişelerine, hayata tutunmakla her şeyi bırakmak isteği arasında sıkışıp kalmışlığına;özlemlerine, pişmanlıklarına, acılarına şahit tutar geride kalanları yazdığı bu satırlarla.
    Hangisi daha fenadır onu da bilemez. Ölmek mi yoksa ölümünü büyük bir açlıkla bekleyen kalabalıkla yüzleşmek mi?


    Bir insanın canını aldığımızda sadece onu mu yaralarız?
    Babasının, annesinin, çocuklarının canı yanmaz mı?
    O insan öldüğü vakit gerideki masumlar da onunla ölmez mi?
    Peki ya ailesi yoksa? Zihnini, kalbini, ruhunu hoş tutacak kimsesi olmayan, sevgiyi öğrenmeyen birini canından etmek ne kadar ahlaki?
    Bir İdam Mahkûmunun Son Günü'nde idam cezasının ne kadar yanlış ve trajik bir şey olduğunu göstermeye çalışan Hugo, herkesin aklına ve vicdanına seslenerek okurları neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda birtakım sorgulamalara itiyor.


    SAVAŞ SANATI

    SUN TZU


    MÖ 5. yüzyılda Çin'de yazılmış olan Savaş Sanatı,savaş stratejileri ve taktikleri konusunda temel eser olma görevini üstlenmektedir.
    Çok eski dönemlerden itibaren kullanılan birtakım savaş yöntemlerinin bir araya getirilerek yorumlanmasıyla ortaya çıkan on üç bölümlük bu kitap devlet yönetimi, bir komutanın olmazsa olmaz özellikleri, ordunun nasıl idare edilmesi gerektiği, savaşın nasıl planlanacağı ve düşmana karşı hangi yollarla üstünlük sağlanabileceği gibi konulardan bahseder.
    Hem iş hem hukuk dünyasında kullanılmasının yanı sıra günlük hayata da uyarlanabilecek birçok faydalı bilgiyi barındıran eser, yüzyıllar sonra günümüzde dahi değerinden hiçbir şey kaybetmeyen ilkeleriyle gerek Batı dünyasına gerekse Doğu dünyasına çoğu konuda hâlâ yol gösteriyor.


    DAVA


    FRANZ KAFKA


    Bir bankada şef olarak çalışıp etliye sütlüye karışmadan yaşayan Josef K. bir sabah uyandığında kendisini ne olduğu anlaşılamayan bir davanı sanığı olarak bulur. Bu andan itibaren de hayatı altüst olur.
    Açılan davanın içeriği, nerede ve kimler tarafından yargılanacağı,davanın nasıl görüleceği, kendisine yöneltilen suçlamanın kaynağı, kanıtların olup olmadığı hem belirsizdir hem de biraz kurcalayınca anlamsız bir saçmalığa dönüşmektedir.
    Josef K., tam anlamıyla bir belanın ortasına düşmüştür.
    Aslında onun kendisini içinde bulduğu durum, modern insanın içine düştüğü belaların bir simgesidir.
    Kafka, bu eserinde Josef K. ve onun davası üzerinden bürokrasi, otorite, iktidar gücü, birey özgürlüğü, gönüllü kulluk, öğrenilmiş çaresizlik, rızanın örgütlenmesi, meşruiyet oluşturma gibi toplumsal bilimler ve felsefenin belli başlı kavramlarını okurun zihnine boca ediyor.

    Okur, kendi meşrebine ve düşünce sistematiğine göre kitabı okurken
    bu kavramlardan bazılarını ister istemez irdelemeye başlıyor.
    Josef K. ile birlikte modern yaşamın ürettiği toplumsal heyulalar ve hurafeler
    olarak değişik kurumlar ve düşünceler konusunda amansız bir hesaplaşmaya giriyor, daha doğrusu girmek zorunda kalıyor!


    BEYAZ DİŞ

    JACK LONDON

    Yarı köpek bir anneyle kurt bir babadan dünyaya gelen Beyaz Diş'in hikâyesidir bu.
    Zeki ve kurnaz bu boz renkli yavru ne denli sevgi dolu ve sevecen olsa da Yaban'ın onun için planladığı hayatta iyiye ve güzele dair hiçbir şeye yer yoktur.
    Açlıkla ve yalnızlıkla dolu yaşamının her anında mücadele etmek zorunda kalır; sığınabileceği birini bulamayınca kendi türü de dâhil tüm canlılara olan güvenini yitirir.


    Sevmenin ve sevilmenin ne olduğunu çoktan unutup artık yolun sonuna yaklaştığını düşünmeye başlamışken kader kalan hayatını ona çektirdiği tüm eziyetlerin kefaretini ödercesine şefkat dolu bir insanın ellerine bırakır.
    Ne var ki Beyaz Diş göreceklerini görmüş, yaşayacaklarını yaşamıştır.
    Bu saatten sonra evcilleşmek, vahşi doğada hayatta kalmak kadar kolay olmayacaktır.
    Jack London Beyaz Diş'te belki de edebiyat tarihinin en gerçekçi, en canlı karakterlerinden birini yaratırken sevgi, sadakat, güven, merhamet, nefret gibi birçok duyguyu sorgulatmayı başarıyor.

Kampanyalardan haberdar olun!

Etkinlik ve fırsatlar için e-bülten’e üye olun
Nezih ayrıcalıklarından sizde faydalanın!

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.